Yolculugum
2020'den bugüne kripto botundan AI sistemlerine, duygusal keşiflerden formülleştirmeye uzanan yolculuğum.
2020, Üniversite 4. sınıfta yılında Polonya'ya Erasmus'la gidip COVID'de yurttan dışarı çıkamama korkusuyla evime dönüp kriptoya merak sarmıştı.
Kriptoda algoritmik trade ilgimi çekti ama algoritmayı kurmak bütün günümü ve odağımı aldığı için (formül kurmayı takıntılı derecede sevdiğimden) okula ve günlük hayatıma odaklanmak için temel fikrimi open source yapıp, kaçtım. 1 hafta sonra Polonya için aldığım burs param olan 450 dolarımın %10-20'sini al sat yaparak kaybedince başarısız hissedip tekrardan fikrime odaklandım. Open source'u silip, 1 hafta uyandıktan uyuyana kadar takıntılı bir şekilde fikri geliştirip yazılım haline getirdim.
İlk denememde 17 Mart/Nisan 2020 idi sanırım 5 kuruş kazansam her bir yemek alırım ile başlattım. Mario'nun altına vurunca çıkardığı sesi kazanç bildirimi ve öldüğünde çıkarttığı sesi kayıp bildirimi olarak ayarladım ve sesi son ses açıp annemin yanına mutfağa gittim. "Anne bak altın sesi gelince sistemim bana 5 kuruş kazandırmış olacak" derken, altın sesleri aralıksız gelmeye başladı. Haliyle kazandığımı değil sistemin bozulduğunu düşündüm ve odama koştum.
Ve..
Kazanıyordum! Sonrasında sistemimdeki güvenlik tedbirini kaldırınca 1$ kazançlar ve sonrasında 10$ ile artarak ilerleyen kazançlara tanık oldum. 5 kuruş dediğim şey ilk yılın sonunda beni tamamen finansal özgür bırakacak hale geldi. Farklı saygın kurumlarda iş teklifi alsam da reddettim ve kendi keşfime odaklandım.
Süreç içerisinde algoritma, kod yani her şeyi kendim sıfırdan yaptım. Ve en çok haz veren de bunların hepsini sıfırdan kendimin üretmesi idi. Sanırım formülüme benzer yaklaşımların ve sistemlerin temel seviyede internette zaten olduğunu görseydim bu işe hiç girişmeyebilirdim, "zaten varmış" der geçerdim belki. İyi ki görmemişim önceden. Beni hızlandırmak yerine caydırırdı.
2022-2024, İlk yüksek finansal kazançlardan sonra para yönetimi ve koruması diye bir dertle yüzleştim ve sistemin kullanamadı paralar ile kendim manuel alım - satım işlemleri denedim. Hatta ironik bir şekilde teknik analiz formüllerinden bir haber şekilde kendim benzerlerini grafikleri izleyerek (formül takıntımdan dolayı içine düşerdim) bulmuşumdur.
Sonuç nasıldı? Tam olarak berbat..
Formülü bilmek sadece sistem kurarken yeterli imiş. Kendim işin içinde olunca duygularım devreye girdi, bekleyemez halde oldum ve hemen sonucu görmek ve geliştirme yapmak istedim ve hiçbir stratejime uzun vade uyamadım. Algoritmik sistemimdeki kazançlarımın yarısından çoğunu kaybettim. Hatta likit olduğum ve bu anla karşılaşırsam diye farklı alanlara dağıttığım paralarla ilerlediğim anlarım da oldu. Hedge denen şeyi yapmışım, istemsizce (aslında korkarak ve kendimi tanıyarak).
Tüm bu manuel alım satımdan gelen kayıplar, izole ve yalnız çalışma serüveni sonucunda, algoritmam hala beni kurtarmaya devam etti, ben her ne kadar ona inanmasam da çünkü süreç içerisinde o kadar kaybettim ki, her şeyin berbat ilerleyeceğine inanmıştım.
Tüm bu acı deneyimler şunu öğretti bana..
DUYGULARINI ÖNEMSE (ve formülleştir, yine takıntı 🙃)
2022-2023, Bütün günlerimi duygularımı anlamaya, gruplandırmaya, etiketlendirmeye harcamaya başladım. MBTI gibi bilimsel olarak yanlış kabul gören, subjektif yaklaşımları dahi inceledim, sistemsel yaklaşım ve görüş elde etmek için. Duygu dünyası biraz farklı idi, her şey kişinin inanç sistemine göre değişiyor ve formülize edilse bile inançlar değişince her şey bozuluyordu. Bu süreç içerisinde arbitraj sistemimi de ölçeklendim ve 20'den fazla borsada testler yaptım.
Sonrasında..
2023-2024, Arbitraj sistemine sadece bakım yapmaya ve kodlar içerisinde düşünce modellerimi gerçekleştirmeye odaklandım. Yani.. resim çizmek gibi, düşünce tarzımı ve adımlarımı görselleştirmek kodlarımı sürekli baştan yazdım. Amaç sistemi genişletmek değil korumaktı.
Artık önceliklerim duygularım, motivasyonlarım ve bunlar üzerine hareket etmek oldu. Kendi kendime aynada konuşunca, İngilizce konuşunca, beden dilimi ve mimiklerimi görünce enerjimin arttığını fark ettim ve bunlara yönelik sistemler kurmaya odaklandım.
Tam bu anda Whisper modelini yayınladı OpenAI, seslerimi metne çevirebiliyordum. O andan itibaren bütün düşünce süreçlerimi sesli yapıp, kayıt altında almak için otomasyon sistemleri kurdum. Fikir geldiği anda saatimden konuşup Notion'a kaydediyordum, etiketliyordum.
Ardından Voice Clone ile denklestim. Kendi sesimi klonladım ve beğendiğim İngilizce sesleri yapay zeka ile kendi sesimde dinledim. İnanılmaz enerji veriyordu ve bu süreç içerisinde İngilizce konuşma yeteneklerimi, özgüvenimi, mimiklerimi hatta düşünmeyi geliştirdim. Amaç İngilizceden çok ondan aldığım motivasyon idi, tükenene kadar devam ettim. İletişim eğitimi aldım Vinh Giang'tan, kendisinin konuşmasını ne zaman görsem enerjim yükselir, ne söylediğinden çok konuşma tarzını severim.
Artık hem İngilizce hem Türkçe düşünür oldum. Her fikrim kayıt altında, her düşünce yaklaşımlarımı formülleştirmeye çalışır oldum. ChatGPT'den sonra da kendimi formülleştirmeye odaklandım. Günde 8 saatten fazla kendi düşüncelerim üzerine ChatGPT ile konuşuyor buldum kendimi, onları kontrol altına almaya çalıştım.
Bir yandan da İngilizce öğrenme yöntemimi kullanılabilir hale getirip, arkadaşlarımla paylaştım ama fark ettim ki "kendi sesinle İngilizce" fikri benim kadar hissettirmedi kimseye, yalnız hissettim ve kullanım da beklediğim gibi olmayınca vaktimi harcamak istemedim, kendime odaklanmaya devam ettim.
Genelde ritmim budur, bir şeyler keşfederim kendim üzerinde yüksek etkiye sahip olur. Sonra, bunu hemen en yakın çevreme nasıl uygularım aktarırım derim, sonra talep görmez veya ilgi çekse bile benim varlığımla hayatta kalır, ben gidince ilgi söner. Ben de kendi halimde vakit geçirdiğim için sürekli yanlarında olamam. Bu yüzden de insanlar için geliştirmeyi bırakıp, tekrardan kendime dönerim.
Bir diğer aşama da Claude AI. Kendimi daha iyi anlamak için "project knowledge" içerisinde benim davranışlarımı ve yaklaşımlarımı içeren dokümanlar oluşturup, sürekli güncellemeye başladım. Ardından bu yapay zeka dokümanlarımla Agent yaptım ve Telegram üzerinden yine arkadaşlarıma ve yakın çevreme sundum. Ve yine ilgi alanı farklılıklarından dolayı beğenenler olsa bile kullanımları düzenli olmadı, ben de dikkatimi korumak için o sistemi de kendimin kullanacağı hale getirip, bahsetmeyi bıraktım. Tüm bu süreçlerde finansal kazancım sadece eski arbitraj sistemimden geliyordu.
Claude Code sadece konuşarak düşüncelerimi kodlara döküp, sistematikleştirmeye çalışıyorum. Onunla konuşurken nasıl düşündüğümü ve ifade etmem gerektiğine dair farkındalığım artıyor ve notlar alıyorum. Tüm kod projelerimi, fikirlerimi ve dokümanlarımın hepsini tek bir merkeze alıp yapay zekaya aklıma gelenleri projelerime uygulayıp deneme yanılmalar yapıyorum.
Bu arada finans tarafı nasıl?
Şu anda korkuyorum odağımın dağılmasından ve zihnini anlamaktan uzaklaşmaktan. Bu yüzden altın, kendi algoritmam ve korka korka alıp, tutup sonra korkup sattığım hisselerim var. Sınırlı kayıp alanım gibi benim için.
Yapay zeka alanından devam etmek istiyorum..
Yapay zekanın davranışlarından kendi davranışlarımı anlamlandırmaya çalışıyorum.
O da bizim gibi, söyleneni değil de maruz kaldığına uygun hareket ediyor. Yani her ne kadar talimat verirsen ver, öncesinde çok uzun bir metin / bağlam sunduysan eskiyi istemsizce taklit ediyor, değiştiremiyor kendisini. Anlatmak yerine örnekler göstererek bunu hallediyorum.
Her şeyi baştan öğrenince kafası karışıyor, yolda öğrenmesi gerekiyor. Claude code hook sistemiyle, eylemlerine göre bilgiyi otomatik yüklüyorum.
Dokümanları okumuyor, kısa yolları seçiyor aynı bizim gibi. Şirketi girdiğimiz zaman kuralları okumuyoruz, yanımızdaki kişilerden öğreniyoruz yani onların davranışlarına bakıyoruz.
Sıfır dokümantasyon prensibi diyorum buna yani anlatmak yerine kültürü yaşat. Hatta dinlerin de yazılı olarak gelmemesi davranışlarla aktarılmasını buna bağlıyorum, Yazılı olursa öğrenmesi yavaş ve esnettilmesi zor oluyor. Belki yanılıyorumdur ama düşüncemi unutmamayı sağlıyor. İnanç yanlış bile olsa etkisi pozitif ise kabul edilebilir buluyorum. Bu daha açık görüşlü olmamı ve keşfi önyargıyla oyalanmadan yapmamı sağlıyor.
Yapay zeka konusuna tekrar gelirsek kod yazarken doküman yerine eski yazdığım kodları referans veriyorum, bütün projelerimi tek merkezde toplama sebeplerimden biri de bu. Kodlarım değişirse doküman güncelleme derdim de olmuyor, çünkü yoklar. (birazcık da olsa var hala sıfırlayamadım 😅)
Yapay zeka ile çalışırken, tüm davranış yönetim fikirlerimi onda deniyorum ama temel amacım kendi davranışlarımı yönetebilmek.
Neden peki? Bahsetmiştim ya, duygular..
Bu kadar büyük yıkıma sebep olabilen bu şeyler, kontrol edilirse inanılmaz kazanç verir, sadece finans değil yaşam kalitesi ve anlam arayışı için de tek çare olarak görüyorum. Hisleri görmeye ve anlamaya verdiğim önem benim için hayatta kalma savaşına dönüşmüş durumda. (gözyaşım pit.. 🥺)
Özetle yolculuğum şu:
- Çocukken yapboz ve kendi kendine oyun oynamaktan 
- İlk okulda matematikle nasıl konuşuruz diye merak edip sayılarla kelimeleri eşleştirmeye 
- Orta okulda kağıttan oyunlardaki gibi envanter sistemi ve satın alma katalogları oluşturmaya 
- Lisede trigonometrik (sin, cos) formüllerinden yeni formüller elde etmeye ve matematik soruları yazmaya (olan bazı olimpiyat soruları dandik gelmişti rahatsız oluyordum) 
- Üniversitede blog, websitesi ve kripto alım satım botuna 
- Üniversite sonrası, tek başıma Maslak'ta, karanlık evimde yapay zekalarla kendimi anlamak ve formülleştirmek için konuşmaya 
- Ve şimdi de, yapay zekanın davranışlarını kontrol edebilirsem, 6 yıldır biriktirdiğim tüm düşünce sistemlerimle kendi davranışlarımı kontrol etmeye 
doğru ilerliyorum
eksiği var fazlası yok..
Keşif ve merakımı paylaşanlarla yakın etkileşim kurmak isterim
- Maslak / Istanbul 
- 2025-10-30T20:32:34+03:00 
Last updated
Was this helpful?